12 Haziran 2011 Pazar

YEŞİL

Cumartesi gününe bir renk vermem gerekseydi, yeşil derdim. DASK ile Mengen’deki Yenice ormanlarına günübirlik doğa yürüyüşüne gittim. Yüzlerce yıllık ağaçların, devasa yapraklı kabalakların, eğreltiotlarının arasında kısa ama keyifli bir yürüyüştü. Heryer gözalabildiğine yeşildi ağaçlar, çimenler, göl bile yeşildi.



Yürüyüşler aslında Pazar günleri yapılıyor ancak seçim nedeniyle bu sefer cumartesi’ye alındı. Mengen Şirinyazı Göletine nazır dağ evinde mangal keyfi yapabilmek için, bu seferlik rota kısa tutulmuştu.



Keyifli, ilginç kişilerle tanışıldı. Mehmet Murat İldan’ı sizin de tanımanızı isterim. Zira kendisi bir yazar. Romanları, öyküleri, tiyatro eserlerinin yanı sıra bir de blogu var. Merak edip okumak isterseniz, buyurun tıklayın : http://mehmetmuratildan.wordpress.com/

Fotoğrafa başlayınca Pazar günlerim kursla, fotoğraf gezileriyle dolduğu için doğa yürüyüşlerini aksatmıştım. Cumartesi günkü yürüyüşte doğaya kaçmanın insanı ne kadar rahatlattığını, mutlu ettiğini hatırladım.


Nükleer santraller, hidroelektrik santraller, turizm, sanayileşme, kentleşme derken doğayı dolayısıyla kendimizi öldürdüğümüzün ayırdında değiliz ne yazık ki. Doğayı ve doğanın dilini en iyi anlayanlar Kızılderililermiş gibi geliyor bana. Çünkü bakın ne demişler: “Dağlar her zaman taş binalardan daha güzeldir. Şehirde yaşamak yapay bir varoluş. Orada birçok insan ayaklarının altında gerçek toprağı hissedemiyor, saksıdakiler dışında bitkilerin büyüyüşünü göremiyor, caddelerin ışıklarından geceleyin yıldızlarla süslenen büyüleyici gökyüzünü göremiyor.”


Stres, depresyon migren gibi “kentli hastalıkları”nın kaynağını da, tedavi yöntemini de işaret eden Kızılderililer’e kulak versek, söylediklerini ciddiye alsak, günlük yaşamımıza geçirebilsek keşke: “İnsanın artık doğanın sesini dinleme, onunla konuşma zamanı çoktan geldi de geçiyor. Ondan öğrenebileceğimiz öyle çok şey var ki, ne kadar erken gözlerimizi, kulaklarımızı açarsak o kadar iyi… Hepimiz için…”


Nil'e ;)











Yürüyüş boyunca dilime takılan şarkı da budur : http://www.youtube.com/watch?v=fK6yw2qt3Yc

6 yorum:

  1. valla nefis kaçamak olmuş bitanesi..
    salyangoza bayıldım..

    YanıtlaSil
  2. canım beniiim salyangozumu gördüm sevdim benimsedim hemen çok teşekkür ederim,sen de sevdin değil mi :)evini sırtında taşıyan tüm canlıları seviyorum sanki... huzur doğada dedim fotoğraflara bakarken ki sabah sabah huzura ihtiyacım vardı. birlikte de gidleim çok güzel yerlermiş. hani kızılderililer haklı, ben balkondaki çiçeklerile avutuyorum kendimi, ama göz alabildiğine yeşili ve maviyi arıyor insan...çok keyifli bir gezi olmuş sevindim :) ve önerdiğin bloga hemen bakıyorum, sevgiyle...

    YanıtlaSil
  3. Yazgüneşim, bi dahakine beraber kaçıyoruz ;)

    YanıtlaSil
  4. Nil'im, sayende başta salyangozlar olmak üzere, evini sırtında taşıyan tüm canlılara olan farkındalığım ve duyarlılığım arttı =)Nes'e de yazdığım gibi, bir dahaki sefere beraber kaçalım.

    Bi de komik bişey yaziim mi ? Senin önerinle yorumları onaya bağladım ya. Kontrol etmek gerekiyor sanırım yorum gelmiş mi diye. Ben de bunu yapmayı unutmuşum. Sabahtan beri bakıyorum, yorum yok. Bakıyorum yok. Biraz önce tesadüfen gördüm "onay bekleyen yorumlar" diye. =)

    YanıtlaSil
  5. En guzeli yuruyusun ustune mangal olmus! Of o mangal icin yurunur daglar asilir valla:))
    Fotolar doga yesillik hepsi harika. Bayildim
    Didem

    www.didemuzuncaova.blogspot.com

    YanıtlaSil
  6. Didem çok teşekkürler =) Yürüyüş güzeldi, sonunda mangal olduğunu bilmek fazlasıyla motive ediciydi, nasıl yürüdüğümüzü, ne kadar yürüdüğümüzü anlamadık bile ;))))

    YanıtlaSil