26 Ağustos 2011 Cuma

Rubai



Çürüksüz ve cam gibi berrak bir kış günü
sımsıkı etini dişlemek 
sıhhatli, beyaz bir elmanın.
Ey benim sevgilim, 
karlı bir çam ormanında 
nefes almanın bahtiyarlığına benzer 
seni sevmek... 
 
 Nazım Hikmet Ran/Rubailer
 

5 yorum:

  1. başımı kaldırıp gökyüzüne doğru bakıyorum, ulu ağaçlara, göğe kucak açmışlıklarına, sonra bir dost mırıl mırıl usatadan dizeler fısıldıyor kulağıma, bahtiyarım...

    ama işte böyle ses ver arada, özletme balığım :)

    YanıtlaSil
  2. mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;
    banliyo treninde rastladığımız
    sınav saatini kaçırmış liseli kız,
    hep kazanırsın ey çözümsüzlük!

    ey otobüssever ey troya yolcusu!
    anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk
    o ib(ipekböceği) sesli kadını;
    birinin gronland'ı olmaya hazırlanıyordu.

    iki çay söylemiştik orda, biri açık,
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    CEMAL SÜREYA

    ama biliyorsun daha öyle çok sebep var ki.....

    YanıtlaSil
  3. Nil& Yazgüneşi, ben biraz tembel bi balığım =) Ama beklendiğini, özlendiğini bilmek ne güzel bi duygu. Keşke yalnız bunun için sevseydim sizleri. Ama Yazgüneşi'nin dediği gibi, öyle çok sebep var ki...İyi ki'lerim benim.

    YanıtlaSil
  4. noluyor burada sevgi kelebekleri :) evet daha çok paylaşım lütfen, bol bol paylaşım. üstelik sonbahar da kapıdayken kafasını hem sözcüklere hem renklere gömesi geliyor insanın...

    YanıtlaSil
  5. Masal prensesi bloguma uğramış, yaşasın =)

    YanıtlaSil