16 Nisan 2012 Pazartesi

Ateşin Kızı'nı dinledim =)

Buika ile tanışmam tamamen tesadüf eseri oldu.
Bir gün kuaförde bir derginin sayfalarını öylesine karıştırırken Buika ile yapılan bir ropörtaja rastladım. O zamana kadar Buika'nın adını bile duymamıştım ama ilgimi çekmesinin nedeni yaptığı müzikle Küba müziği arasında bağ kurulmasıydı ya da ekibinin Küba'lı müzisyenlerden oluşmasıydı. Şimdi tam olarak hatırlamıyorum ropörtaj metnini ama, net olarak hatırladığım eve gelir gelmez Youtube'da Buika'yı aradığım ve dinlediğimde de "Şimdiye kadar nasıl olur da dinlememişim böyle bir sesi" diye hayıflandığımdır. Sonra da zaten iflah olmaz bir Buika hayranı olup çıktım. Geçtiğimiz senelerde sanırım İstanbul'a gelmişti ve gidemediğim için çok üzülmüştüm.




Bu yıl da 29. Ankara Müzik Festivali'ne katılacağını öğrenmemle, bütün biletlerin tükendiğini öğrenmem arasında geçen süre sadece birkaç saatti. Biletlerin tükendiğini öğrendiğimde hem şaşırdım hem kızdım. Ne zaman satışa sunulmuştu da ne zaman tükenmişti bu biletler ? Buika Ankara'ya, ayağıma kadar geliyordu da ben onu dinleyemeyecektim. En kötü ihtimal konser günü giderim, belki kapıda bilet satanlar olur ya da halime acıyıp içeri alırlar ayakta mayakta dinlerim diye düşünüyordum.

Bu arada bir arkadaşım aradı. Biletix'de çalışan bir arkadaşı olduğunu, ona bilet bulup bulamayacağımızı sorabileceğini söyledi. Ümitlendim hemen, "lütfen sorar mısın" dedim. Sordu. Yanıt olumsuzdu. Artık hiçbir beklentim kalmamıştı bilet bulmakla ilgili. Bir gün telefonum çaldı. Arkadaşım "İki bilet iade edilmiş. Almak istersen hemen senin için ayıracaklar, bir iki saat içinde de gidip alman lazımmış" dedi. Hayır demek ne mümkün. Hemen atladım, gittim biletleri aldım. Konser gecesi, hem de en ön sıraya kurulup Esra ile güzelce dinledik Buika'mızı.

Buika sahnede bir harikaydı. Yalınayaktı. Siyah bir elbise giymişti. Önce Afrika diline benzettiğim bir dilde ağıt mı desem, şiir mi desem, o tarzda birşeyler okudu. Arada izleyicilerle sohbet etti. Hayat öyküsünden küçük parçalar anlattı. En dokunaklısı babasıyla ilgili olandı. Bir gün babası gelmiş eve. Buika, her çocuk gibi "baba" diyerek karşılamış babasını. Babası da sarılmış kızına. Sonra demiş ki, "Arabada birşey unuttum. alıp geleyim." Bir daha da gelmemiş. Buika "Artık 40 yaşımdayım. Etkilenmiyorum" gibi birşeyler söyledi ama ne kadar samimiydi bilemedim. O travmayı hala atlatamamış bana sorarsanız. Kolay mı atlatmak ? Elbette değil.

Bir de biten aşklarla ilgili düşüncesini şöyle anlattı. "Bara gittiğinizde, içkiniz bittiğinde ne yaparsınız ? Garsonu çağırırsınız ve 'yenisini istiyorum' dersiniz." Önümüzdeki maçlara bakalım demeye getirdi sanırım.

Konserden ilgi çekici bulduğum bir diğer ayrıntı da, konser süresince sık sık eline bir fotoğraf makinesi alıp sahne arkadaşlarını fotoğraflamasıydı.

Buyurunuz efendim konserden birkaç kare sizler için:






Ve, tabi ki Buika şarkısı eklemeden olmaz.


Bir tane daha:


Bir tane daha:

5 yorum:

  1. manyaklık parayla mı kızıııım
    biz de kazara bi sahneye çıksak elimizde fotoğraf makinemizle çıkarız kesin...

    babası ile olan hikayesi bana büünün babasının vefatının öyküsünü anımsattı
    içim burkuldu..
    nesse
    ayy..
    taam taaam gittim ben

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkı söylemekten çok fotoğraf çekti dersem abartmış olurum tamam ama, hani neredeyse şarkı söylediği kadar fotoğraf çekti diyebilirim =D deli öpmüş bunu da zaar =D

      Sil
  2. niye kendisine bunca hayran olduğumuza şaşaırmamk lazım bu durumda
    zuhahahahahah

    YanıtlaSil
  3. kıskanılası kareler ah ah... ne iyi oldu ama, son anda bulman daha da heyecanlı hale getirdi konseri değil mi :) hikayesi hüzünlüymüş, sesinde hep kalmış o hüzün bence..
    kulağına ve eline sağlık canım, nefis post olmuş eline sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Can'ım. Hikayesini ben de bilmiyordum. Kendinden duymak daha bir etkileyici oldu. Sesinde de, yüreğinde de kalmış o hüzün belli ki !

      Sil