Bir KHBAG Gezisi. Bir Kıbrıs Yazısı
Uçak bileti promosyonlarından sorumlu arkadaşımız Hamuki, taaaaaa 2013’ün Eylül
ayında, 2014’ün 1 Mayıs’ı için Kıbrıs bileti aldırdı bize, ucuz diye. Başladık
Mayıs ayını beklemeye. Vakit yaklaştıkça, ufak ufak organizasyonlara başladık.
Konaklama, araba kiralama, gezilecek yerler listesi.
Derken,
Lefkoşa’daydık. Havaalanında, kiraladığımız aracı bulduk. Volkan direksiyona
geçti, Murat co-pilot olarak yanına oturdu. Araçta 7 kişi + Yusuf Yusuf olarak
oturuyoruz. Yusuf niye sizinle diye soruyorsanız, e malum. Kıbrıs’ta trafik
sağdan akıyor ve direksiyon sağda. Gelmeden önce de, Kıbrıs’ı iyi
bilen bir arkadaşımız tarafından sıkı sıkı tembihlenmişiz: “Aman ha şoförlü
araç kiralayın. Şaşırırsınız, paniğe kapılırsınız kaza yaparsınız” diye.
Endişelerimizin yersiz olduğunu, Ortadoğu, Balkanlar ve yavru vatan Kıprıs’ın
bıçkın sürücüsü Volkan kanıtlıyor. Murat’ın başarılı co-pilotluğunun da
etkisiyle sağdan akan trafiğe çabucak alışıyoruz.
Lefkoşa
merkeze nasıl gideceğiz diye yoldan geçen bir amcaya soruyoruz. O da tarif
ediyor. Gel gör ki hiçbirimiz tek kelime anlamıyoruz. Lokal Kıprıs’lı amcamıza,
anlamış gibi yapıp “eyvallah teşekkür ederiz” deyip olay mahallinden
uzaklaşıyoruz. Amcanın söylediklerinden sadece “round” kalmış hepimiz aklında.
Kıprıslılar, trafikte bizim “göbek” olarak tarif ettiğimiz şeye “round” ya da “çember”
diyorlar. Çemberleri sevdik çünkü geçiş üstünlüğü çemberden gelenlerde =D