İstanbul’da yaşayan ahretliğim,
"Belgrad’a gidiyoruz, sen de gel" dediğinde, burun kıvırmıştım. Belgrad ne alaka,
ne varmış ki orada demiştim. Ama Hatice’yle uzun zamandır seyahat
etmemiştim bir, Belgrad vize istemiyordu iki, yakındı üç, ucuzdu dört. Bütün bu
etkenler bir araya gelince, kendimi Hatice, Hatice'nin kardeşi Ramazan, Ramazan'ın eşi Semra ile birlikte Belgrad uçağında buluverdim.
Atatürk Havalimanından yaklaşık 1
saat 15 dakika süren bir uçuş sonrasında Belgrad semalarında muhteşem bir gün
batımı eşliğinde, muhteşem bir kuş bakışı manzara karşıladı bizi. Önyargıyla
geldiğim şehri seveceğimin ilk işaretiydi bu manzara.