Murathan Mungan’ın “Aşkın Cep Defteri”nden, “Aşk ve Fotoğraf” bölümünden bazı alıntılar.
…
Aşk fotoğrafları, ima eder.
Bir an, bir aşkı ima eder.
Bazen sıradan bir an, büyük bir aşkı ima eder.
Akıp giden zamanın içinde o bir tek an, insanı bütün sürece inandırır. Temsil gücü yüksek bir fotoğraftaki anın biricikliği, zamanın geçiciliği kadar, sürecin bütününe de bir göndermedir. Görünen bir tek anın, görünmeyen anların çağrışımlarını da kapsadığı bilinir. Geçip gidenin ardından, yinelenebilirliğin olasılığını akla düşürür. Görüntünün yarattığı kışkırtma, aynından bir tane daha yaşamaya ilişkin bir varoluş iştahı yaratır insanda.
Söylemek bile fazla, ama aşk fotoğrafları derken, daha çok yeniyetmelere yönelik ticari kaygılarla yapılandırılmış kadın-erkek ilişkisinin (ya da onların birebir taklidi olarak üretilmiş erkek-erkek ya da kadın-kadın ilişkisinin) mevcut klişe pozlarını geleneksel ya da modernleştirilmiş çeşitlemeleriyle çoğaltan piyasa işi “aşk kartpostalları”nı değil, has fotoğraf sanatçılarının çektiği koyu kıvam fotoğrafları kastediyorum. Işığın ya da gölgenin, en az kadın ya da erkeğin hali kadar içimize dokunduğu fotoğrafları.
Hatta giderek “fotoğraf”ın kendisinin bir aşk olmasını.”