Don Quijote’un Şehri
3-12 Mart 2015 tarihlerinde
gerçekleştirdiğimiz İspanya gezimizin ilk durağıydı Toledo. Ucuz uçak bileti
bulma konusunda ordinaryüslüğe yükselen Hamuki, 2014’ün Mayıs’ında “Pegasus’un
kampanyası var. İspanya’ya gidiş dönüş 266 TL’ye bilet buldum” diye mesaj
yazdı. Gaza gelme konusundaki ordinaryusluğumu kimselere kaptırmayan bana, Yelda
ve Sinan da eklenince, biletlerimizi alıverdik. Yaklaşık 10 ay sonra Madrid’deydik.
Madrid’e iner inmez Atocha Renfe Tren İstasyonu’na gittik. Ortaçağ kenti olan
Toledo’yu günü birlik gezmek yerine, gecesini de görmek, acele etmeden rahat rahat gezmek
istiyorduk. Biletlere kişi başı 12.9 Euro ödedik. Yarım saat-45 dakika sonra, Toledo’nun,
Endülüs mimarisinin izlerini taşıyan, iç mekanındaki çini döşemeleriyle etkileyici
tren istasyonundaydık.
Taksiyle otelimiz Pintor El Greco’ya
gittik önce. Valizleri bırakıp kendimizi Toledo’nun sokaklarına attık.
Şansımıza hava güneşliydi. Fotoğraf çeke çeke sokaklarda dolaştık. Puerta del
Sol Kapısı’ndan geçtik.
San Martin Köprüsü’nden akşam güneşinin muhteşem ışığında tabloya dönüşen şehri izledik.
San Martin Köprüsü. |
San Martin Köprüsü |
Hava karardığında karnımız
acıkmıştı. Otelin resepsiyonundaki çocukların tavsiye ettiği Alfileritos 24
adlı bir restorana gittik. Beğenmedim. Bizim istediğimiz türden yerel
lezzetleri bulabileceğimiz, Toledo’ya özgü bir mekan değildi. Büyük
şehirlerdeki lüks restoranlar gibiydi. Tanıtım kitapçıklarında, broşürlerde
filan adı geçiyor buranın ama meydanlarda gözünüze kestirdiğiniz, beğendiğiniz
kafe-restoranları denemenizi öneririm. Nitekim otelin yakınındaki Cafeteria
Carolvs daha güzeldi bana göre. İlk paella’mı burada yedim. Hiç fena değildi. Toledo’ya
özgü, bademden yapılan “mazapan” adını verdikleri tatlıları da El Cafe de las
Monjas’ta denedik. Beğendik.
Toledo’da nereleri gezelim ?
Müzeler, kiliseler, katedraller.
Şehrin en önemli ve görkemli
yapısı, Toledo Katedrali. Katedralin önemi, İspanya Başpsikoposu’nun mekanı
olmasından geliyor. El Greco, Goya, Tiziano ve Rubens’in bazı eserleri
sergileniyor.
Katedral. |
Iglesia de Santo Tome, El Greco’nun
meşhur “Orgaz Kontu’nun Toprağa Verilişi” tablosundan dolayı ilgi merkezi. Alcazar
Sarayı, San Juan De Los Reyes Manastırı, Santa Maria la Blanca Sinagogu, Cristo
de la Luz Camisi, Iglesia De Los Jesuitas mimari ve dini özelliklerinden dolayı
gezip görülecek yerler arasında.
Sağda Katedral. Karşıda Alcazar Sarayı. |
El Greco'nun evi |
Cristo de la Luz Camisi. |
San Juan De Los Reyes Manastırı. |
Santa Maria la Blanca Sinagogu. |
San Juan De Los Reyes Manastırı. |
Benim için Toledo,
yeldeğirmenlerine savaş açan aşık, yaşlı, şövalye Don Quijote, dostu yardımcısı
Sancho Panza, aşık olduğu kadın Dulcinea ve çelimsiz atı Rosinante’nin
memleketi olmasından dolayı ayrı bir öneme sahip. Cervantes’in, ilk bölümü 1605
yılında yayımlanan bu eseri, edebiyatta roman türünün başlangıcı sayılıyor.
Daracık sokakları, köprüleri, meydanları, yardımsever insanlarıyla Toledo’yu çok sevdim. Burada kimse İngilizce bilmiyor. Ama bu gözünüzü korkutmasın. İngilizce sorduğunuz soruları İspanyolca uzun uzun yanıtlıyorlar. Nasıl oluyor bilmiyorum, bir şekilde anlaşıyorsunuz. Toledo'da bir gece
kaldık ama bana yine de az geldi. Biraz daha uzun kalıp, gezme tozma işini daha
geniş zamanlara yayarak, köprülerde, meydanlarda aylaklık etmeye de zaman
ayırmak isterdim. Turizm sezonu henüz açılmadığından mıydı bilmem, fazla
kalabalık değildi Toledo. İspanyol turistler ağırlıklıydı, bir de tahmin
edebileceğiniz üzere, Japonlar. Geceleri de çok sakindi.
Sercotel Pintor El Greco Oteli’nde
kaldık. İnternetten otel araştırırken sanırım karşımıza ilk bu otel çıkmıştı ve
biz –hadi aşık olduk demeyeyim- çok çok beğendik. Yenilenmiş bir 17. yüzyıl fırınını
otel haline getirmişler. Kahvaltı dahil bir gece konaklama fiyatı 85 euro. Üç
kişilik odada kaldık, dolayısıyla kişi başı yaklaşık 28.33 euro tuttu. Otelden
memnun kaldık. Temizliği, konumu, kahvaltısı gayet iyiydi.
Madrid’den önce uzun yıllar İspanya’ya başkentlik
yapmış Toledo. Toledo çeliği, özellikle de kılıçları ünlüymüş. Bir de altın ve
gümüş işlemeciliği. Dolayısıyla şehirdeki hediyelik eşya mağazalarının pek çoğu
çelikten yapılmış kılıçlar, altın ve gümüşten yapılmış takılar üzerine.
Çok sevdiğim Toledo'ya birkaç fotoğrafla daha veda ediyorum. Şimdilik. ;)
Yazı da güzel ama fotoğraflar bir harika:)
YanıtlaSilEdaaaaaa :) Çok sevindim beğenmene =)
Sil