15 Şubat 2014 Cumartesi

Katerina'nın Av Köşkü

wikipedia bilgilerine göre, 1896 yılında yapılmış. yekpare ağaçtan,birbirine geçme yöntemiyle, çivi kullanılmadan. halk arasında Katerina'nın Köşkü olarak bilinen bu köşkü 2. Çar Nikola, hasta oğlu Aleksi için bir rehabilitasyon merkezi olarak yaptırmış. 


Foto: Ayşe Keskalan



her ne sebeple yaptırılmış olursa olsun, bu köşk şimdi sahipsiz ve bakımsız. yıkılmaya terkedilmiş. Sarıkamış ilçesine hakim manzarasıyla, arkadaki nefis sarıçam ormanıyla turizme kazandırılabilecekken, kimsesiz bırakılmış. Rus dönemine ait diye mi böyle yapılmış ? insanın içi acıyor. oysa öyle güzel bir yer ki. 

Foto: Ayşe Keskalan
zamanımız olsaydı, orada bir tam günümü geçirmek isterdim. çayım, sandviçim, kitabım, bir de portatif sandalyem olsaydı, Sarıkamış'ı tepeden gören bu köşkte kah manzarayı izleyerek, kah çayımı yudumlayarak, arada kitabıma dalarak hayatımın en güzel saatlerini geçirebilirdim. gördüğüm kadarı bile yetti. yıkılmaz ise, bir sonraki gidişimde yaparım belki kim bilir? 


Foto: Ayşe Keskalan



yolunuz Kars'a düşerse, Sarıkamış'ı ve bu köşkü görün derim. 



Foto: Ayşe Keskalan
bir ara Askeriye'nin mülküymüş burası. o yüzden, askeri bölge midir hala, girmek yasak mıdır, değil midir diye epeyce tereddüt etmiştik giderken. "en kötü ihtimalle, uzaktan fotoğraflarını çeker döneriz" dedik. köşke giden yolda diz kapaklarımıza kadar gelen Sarıkamış'ın, dünyada sadece İsviçre Alplerinde ve Sarıkamış'ta bulunan meşhur kristalli karları arasında yürürken, karşımıza çıkan genç adama sorduk "Köşk'e giriş yasak mı ?" "Değil" yanıtını alınca, kim tutar bizi. Yokuşu tırmandık. Köşk sessiz, sakin bizi bekliyordu. 

Foto: Ayşe Keskalan
haaa, bu arada, Katerina ile bizim Baltacı Mehmet Paşa arasında sanıldığı gibi aşna fişne durumları da olmamış ;)









Fotoğraflar: Ayşe Keskalan
 izinsiz kullanmayın lütfen 
:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder